Kitap için, kısaca İkinci dünya savaşı yıllarında yaşanan bir aşk hikayesi diyebiliriz.
Yüzbaşı Corelli Yunan adası Kefalonya'ya görevli olarak gider. Dr. Yaris denilen bir adamın evinde kalmaya başlar. Dr. Yaris’in kızı Pelega, Mandras adlı bir balıkçı ile nişanlanır. Nişanlısının savaşa gitmesinden sonra Pelega uzun bir süre ondan mektup alamaz ve bir süre sonra evlerinde kalan Yüzbaşı’ya aşık olur.
Olaylar böyle gelişir. Devamını yazmayayım. Ama çok keyifli bir kitap olduğunu söyleyebilirim. O kadar yalın bir şekilde veriyor ki bazı duyguları başka söze gerek kalmıyor. Yazarın ince mizahına, hayat dolu şiiresel anlatımına hayran kalırsınız. Mussolini ve Hitler'e de dokunmadan geçemiyor.
..."Bir kez bana sormuştun, Yunanlılar neden kızınca gülümsüyorlar, diye. Sana bir şey diyeyim mi, delikanlı? Her Yunanlının, ister erkek, ister kadın, ister çocuk olsun, içinde iki Yunanlı vadır. Onlar da bizim bir parçamızdır. Hepimiz şiir yazarız, her birimiz kendinin her şeyi bildiğini sanır. Hepimiz yabancılara konukseverlik gösteririz. Hepimizin nostalji duyduğu bir şey vardır. Analarımız yetişkin oğullarına bebek muamelesi yaparlar. Oğullarımız analarını kutsal sayar, karılarını döverler. Hepimiz yalnız kalmaktan nefret ederiz. Bir yabancı gördük mü, onunla aramızda akrabalık bağları bulmaya çalışırız. Hepimiz iri iri laflar etmeye, lügat paralamaya bayılırız. Hepimiz akşam gezintilerine çıkar, çitlerin üzerinden evleri, bahçeleri gözetleriz. Hepimiz en iyilerle eşit olduğumuza inanırız. Anlıyor musun?"...syf.295 (Türklerle benzeyen yönü çok değil mi?)
...ne halt edeceğini bilemeyecek kadar sıkı terbiye görmüştü...(bu söze bayıldım, bu durum başka nasıl açıklanabilir ki?)
De Bernieres kitabıyla ilgili olarak şöyle diyor: "Okuyucuya şunu bildirmek isterim ki, bu kitap savaş hakkında değildir. Aşk hakkında da değildir. Dostluk hakkında değildir. Bütün bunlar bence sıkıcı şeyler. Bu kitap balıklar ve balıkların savaşı nasıl anladığının tarihi üstünedir." (Virgül, Sayı:32)
Bernieres için "İngiltere'nin, Gabriel Garcia Marquez'e yanıtı" denir. Ben de aralarında biraz benzerlik olduğunu düşünüyorum. Yani iki yazarın mizah anlayışları ve bazen kabullenmesi zor gerçekleri sarsıcı ve dolambaçsız bir şekilde söylemeleri benzeşiyor.
Yazarın diğer bir kitabı da Bay Vivo ve Kokain Kralı'dır. Kapağı kadar renkli bir roman olduğunu söyleyebilirim.
Felsefe öğretmeni Dionisio Vivo'nun bir süredir kapısına korkunç şekilde katledilmiş cesetler bırakılmaktadır.
Vivo'nun yakın dostu ve kentteki namuslu birkaç polisten biri olan Ramon için bunların tek sorumlusu vardır; kokain kralı. Bay Vivo ve kokain kralı arasında geçen hesaplaşmalar ve gelişen olaylar anlatılır....Bir haftadır herkes yatağının ya da hamağının başucunda bir kap dolusu suyla uyuyordu, çünkü herkesin bildiği gibi kötü ruhlar tıpkı şeker ya da tuz gibi suda erir. Ama asıl sorun bu suyun sabahleyin kimse görmeden kapının önüne dökülmesidir. Bu konuda tam bir keşmekeş yaşanıyordu. ... Bu yüzden her sabah insanlar kapı aralıklarından başlarını uzatıp geri çekerken saatler geçiyor ve sinirler geriliyordu. Önce birbirlerine bağırıp çağırmaya başladılar, sonra Fransesca'nın sabrı taştı ve kötü ruhlarla dolu su kabını kendisini gören Peder Garcia'nın başından aşağı boşalttı. Adam hemen kiliseye gidip zararlı etkilerden kurtulmak için kendi kendini kutsamak zorunda kaldı....syf.101
...Oğullarının bir gün aptalca fikirlerinden vazgeçip yetişkin olacağını bilen ve sabır gösteren babaların bakışıyla süzdüler birbirlerini..syf.241 (bu durumu gözünüzde canlandırın bir :-)
Kitap hakkında katıldığım bazı görüşler;
"Heyecan dolu, duru bir dille yazılmış, çılgın espriler, işkenceler ve yürek parçalayan sahnelerle bezenmiş... unutulmaz titreşimlerle dolu taşlamalı ve harika bir kitap." Scotland on Sunday
"Fevkalade muzip ve dehşetli... eğlenceli... Son cümlesine dek alaycı. Bay Vivo cesareti, zekası ve ironisiyle insanın başını döndürüyor." Miami Herald
"İlginç karakterleri, zengin anlatımı ve okurları derin düşüncelere sürükleyen renkli tasvirleriyle fazlasıyla orijinal bir kitap. Hayali suçlamalarla kokain ticaretinin insan yaşamında nelere mal olduğunu gösteren eğlendirici, ürkütücü ve tamamıyla akla yakın bir eser." New York Times.
Commonwealth En İyi Kitap ödülü almıştır.
1954 yılında Londra'da doğdu. Manchester Üniversitesi'nde öğrenim gördü. Kolombiya'da öğretmenlik, sığır çobanlığı, bahçıvanlık ve araba tamirciliği yaptı. Halen Londra'da yaşayan Bernières, Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini kitabıyla 1995 yılında Commonwealth Writers Ödülü'nü aldı. 1993'te Granta Dergisi tarafından "En İyi 20 Genç İngiliz Romancısı" ödülüne layık görülen Bernières'in Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini adlı romanı Avrupa'da, deyim yerindeyse bir fenomen oldu. Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini, Hollywood tarafından filme alındı.
Yüzbaşı Corelli'nin Mandolini,Çeviren; Sevgi Sanlı-Özden Arıkan,2004, Yapı Kredi Yayınları
Bay Vivo ve Kokain Kralı, Çev:Bülent O.Doğan, 2006, Altın Kitaplar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder