Salı, Mart 16, 2010

Kapalıçarşı

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethinden sonra şehirde çarşılar,hanlar,dükkanlar,hamamlar ve camiler yapılmasını emretmiştir. (Eskiden bedesten dernirdi: her türlü kıymetli eşyanın alım, satım ve saklanmasının yapıldığı kapalı çarşı). Eski sarayın yanına bir bedesten yapılmıştır. Bu bedesten birçok isim ile anılmıştır. Eski bedesten, iç bedesten, Cevahir Bedesten'i, Daha sonra bu bedestenin ilerisine yeni bedesten olarak bilinen Kapalıçarşı yapılmıştır. (temeli 1461'de atılmıştır)


Zenginler ve tacirler mücevherlerini,altınlarını, gümüşlerini bu bedestendeki kasalarda saklarlardı. Halk esnafa o kadar güvenirdi ki birikmiş parasını, bir banka gibi esnafa verir ve işletirdi.
19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa kumaşlarının ithalinin başlaması, bedestenlerimizin yerli el dokuması kumaş ticaretini sekteye uğratmış, bankaların açılmaya başlaması da bedestenlerin banka hizmetine son vermiştir.
Kapalçarşı dev bir labirent gibi, 30.700 metrekarede 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkânı ile İstanbul’un görülmesi gereken, benzersiz bir merkezidir.
İçinde son zamanlara kadar 5 cami, 1 okul, 7 çeşme, 10 kuyu, 1 sebil, 1 şadırvan, 21 kapı, 17 han vardı.

Çarşı, yabancı seyyahların kitaplarında, ressamların fırçalarında binbirgece masalları gibi anlatılmıştır.
Geçmişte burası her sokağında belirli mesleklerin yer aldığı ve bunların da, el işi imalatının (manifaktür) sıkı denetim altında bulundurulduğu, ticari ahlak ve törelere çok saygı gösterilen bir çarşı idi. Her türlü değerli kumaş, mücevherat, silah, antika eşya, konusunda nesillerce uzmanlaşmış aileler tarafından, tam bir güven içinde satışa sunulurdu.
Kapalıçarşı ' yı hergün 250.000 ile 400.000 kişi ziyaret etmektedir. Kaybolmaya yüz tutmuş birçok mesleği, kendisine has kültürüyle yaşatan Kapalıçarşı dünyanın en eski, en büyük ve en çeşitli ürünlerin sergilendiği bir mekandır.

Bütün dükkânların genişliği aynı olacak şekilde inşa edilmiştir. Her sokakta ayrı ürünün ustaları loncalar halinde bulunurdu (yorgancılar, terlikçiler vs.) Satıcılar arasında rekâbet kesinlikle yasaktı. Hatta bir usta, tezgâhını dükkânın önüne çıkarıp kalabalığa göstererek ürün işleyemezdi.
Mutlaka bir gününüzü ayırıp Kapalıçarşı'yı detaylı olarak gezin. Yorulduğunuzda Şark Kahvesi'nde çayınızı ya da kahvenizi için. Gitmeden önce aşağıdaki gibi bir krokiyi internetten alıp bununla birlikte gezerseniz daha rahat eder ve en azından kaybolmazsınız.

KAPALIÇARŞI

Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin,
Sandık odalarında;
Senin de dükkanın öyle kokar işte.
Ablamı tanımazsın,
Hürriyette gelin olacaktı, yaşasaydı;
Bu teller onun telleri,
Bu duvak onun duvağı işte.
Ya bu camekandaki kadınlar?
Bu mavi mavi,
Bu yeşil yeşil fistanlı…
Geceleri de ayakta mı dururlar böyle?
Ya bu pembezar gömlek?
Onun da bir hikayesi yok mu?
Kapalıçarşı deyip geçme
Kapalıçarşı,
Kapalı kutu.

Orhan VELİ
Kapalıçarşı'nın Gezilecek Yerleri, Kapalıçarşı Gezmesi, Kapalıçarşı'nın Önemi

Hiç yorum yok: