Cuma, Mart 19, 2010

Dalyan ve Saklıkent Tatili


Fethiye veya Ölüdeniz'de bir yerde konaklayarak bir haftanızı burada geçirmenizi tavsiye ederim. (Tabi gezmekten hoşlananlara.) Çevrede o kadar güzel gezilecek yer var ki.
Örneğin bunlardan biri Dalyan deltası;

Dalyan'a kadar gidip de deltada tekne turu yapmamak olmaz.
Bu deltada kendimi dev bir labirentte gibi hissettim. Tekne sazlıkların arasından 35-40 dakikalık bir turla süzülerek yol aldı. Kaptanın nasıl bu labirenti ezbere geçtiğini hayretle izledim.
180 çeşit kuş türünün yaşadığı sazlığa dünyanın pek çok yerinden gözlemciler kuşları görmek için geliyormuş.
Su çok duru ve temizdi.

Nehrin kıyısında ara ara bar, restoran, cafe gibi yerler görebilirsiniz. (deltanın içlerine girmeden önce) Bunlar küçük, bahçeli ve çevreyle uyum içinde. (Biz tekne turuna çıkmadan önce bunlardan birinde oturup nefis bir balık yemiştik. )


Kaunos'a varmadan önce sağda meşhur çamur banyosu alanları vardı. Teknemiz burada biraz mola verdi. Önce, içinde kükürt başta olmak üzere pek çok yararlı şey barındıran çamur banyosuna girdik. Her yerimizi bu sıcak çamurla sıvadık. Sonra çimlerin üsütünde durup kurumayı bekledik. Manzara gülünçtü. Her yerde çamura bulanmış ve yarı kuruyup buruşmaya başlamış insanlar vardı. İyice kuruyunca açıktaki duşlarda çamuru yıkadık. Sonra da sıcak ve çok çok kötü kokulu sülfür havuzuna girdik. Burası gerçekten lağıma benzer kokuyor. Ama içindeki sülfürden dolayı çok faydalıymış.

Tekne ile yolumuza devam ederken sağda Kaunos kaya mezarlarını gördük. Kaunos Köyceğiz sınırları içinde. Antik çağda liman kentiymiş.
3000 yıldır ayakta duran bu ihtişamlı görüntü karşında insanın nutku tutuluyor. Kral mezarlarında önceden dolaşmak serbestmiş ama son zamanlarda yapılan tahribat nedeniyle son birkaç yıldır burada dolaşmak yasaklanmış.
Efsaneye göre; Apollo'nun oğlu olan Karya Kralının ikizleri olur. Erkeğe Kaunos, kıza ise Byblis adını verir. İkizler, birlikte büyür ve birbirlerine aşık olurlar. Bu gizli aşk, bebekleri doğunca ortaya çıkar. Çok öfkelenen kral, oğlunu ülkesinden kovar. O da gider ve Lidya sınırındaki, kendi adını taşıyan kenti kurar. Byblis ise gördüğü hakaretlere ve sevdiği kardeşinden ayrı kalmaya dayanamaz ve pınarları kuruyuncaya kadar gözyaşı döker ve sonunda bir kayadan atlayarak canına kıyar. Bu efsaneye göre, Dalyan'da bir labirenti andıran bu kanallar, Byblis'in gözyaşlarından oluşmuştur. Buradaki sazlıklar da Byblis'in saçlarıdır.

Tekne ilerledikçe yön duygunuz tamamen kayboluyor. Tam "işte şimdi yanlış yere girdik" diyorum ki tekne kıvrılıyor, süzülüyor ve oradan da geniş bir yere ulaşıyor.

Dalyan deltasından denize doğru ilerledikçe Ege'yle Akdeniz'in buluştuğu, ister tatlı suda, isterseniz tuzlu suda yüzebileceğiniz dünyanın en iyi ikinci doğal plajı seçilen İztuzu plajına ulaşırsınız. Med-cezire bağlı olarak bazen deltanın suyu denize bazen denizinki deltaya dökülürmüş.

yukarıda deltanın İztuzu plajı ile buluştuğu yer
Plajın uzunluğu 6 kilometre, kumları ince ve altın gibi. Caretta carettaların yumurtlama zamanında plaja giriş belli saatlerde olabiliyor ve iplerle çevrilmiş küçük alanlara girmeniz yasak.
Ertesi gün Saklıkent'e gittik. Burası yakın bir zamanda kaybettiği keçisinin peşinden giden bir çoban tarafından keşfedilmiş. Saklıkent, Muğla ile Antalya arasında doğal bir sınır.
10 kilometre uzunluğunda. Tlos antik kentine çok yakın.

Kanyonda bir yere kadar ince iskele üzerinde ilerledik.  Yaklaşık 100 m. uzunluğundaki iskelenin bitiminde büyük gürültü ile akan suyun soğuk esintisi ile karşılaştık. Bu bölüm kanyonun en geniş bölümüdür. Buz gibi suyun içinde ilerlemeye çalıştık. Çok zordu. Kanyonun ilerleyen bölümlerinde birbirlerinden farklı yüksekliklerde yirmiye yakın irili ufaklı mağara var. Ayrıca Bey Dağları'nın kaynak sularının döküldüğü harika bir gölcük de var.
Saklıkent'teki en güzel şeylerden biri kanyonu gezip döndükten sonra Eşen Çayı üzerine yapılmış tahta iskelelerdeki minderlere oturup yemeğinizi yer masasında yiyebilmenizdir. Yorgunluğu unutursunuz.


Tlos antik kenti bölgenin (Likya) en eskiyerleşim yeriymiş. Burası kaya mezarları, lahitleri, tiyatro ve hamam kalıntıları ile görülmesi gereken bir yer. Tlos, Luvi dilinde "güneş" demekmiş.
Tlos'da kalıntıların bir kısmı çökmüş, ilgilenen de olmadığı için zamanla halkın tarla olarak kullandığı yerler haline gelmiş.
Dalyan gezisi, Saklıkent Gezisi, Dalyan ve Saklıkent'te nereler gezilir, ne yapılır?

Hiç yorum yok: