Pazartesi, Eylül 30, 2013

Günden Kalanlar, Kazuo İşiguro

Çok güzel bir kitap okumak ve çok güzel bir film izlemek isterseniz Kazuo İşiguro'nun Günden Kalanlarını tavsiye ederim. Booker ödüllü bu kitabın yazarı 6 yaşında İngiltere'de yaşamaya başlamış bir Japon.
 
Kısaca romanın konusu şöyle, Darlington Malikanesi'nin başuşağı Stevens malikanenin sahibi lordun ölümü ve malikanenin bir Amerikalı zenginin eline geçmesiyle eski kahya Bayan Kenton'u ziyaret ederek tekrar onu işe çağırmak ve hayatı boyunca yapamadığı kısa bir tatili yapmak ister. Roman yirmi yıl öncesi ve ve Stevens'ın yaptığı bu tatilden karelerle devam eder. Sık sık geri dönüşler ve hatırlamalar vardır. Aslında Stevens ve Bayan Kenton arasında bir tür yakınlaşma vardır ama buna işine çok düşkün ve duygularını belli edemeyen Stevens izin vermez belki de beceremez. Neyse kitabı okudum, son 20 sayfa kala bırakıp filmini izledim. Sonunu filmen öğrenip kalan sayfaları da okudum. Bu defa böyle oldu. Filmşi de kitap kadar güzel. Tabiki yönetmen kendine göre bazı yerlerı kırpmış ama genelde romana bağlı kalmış. Oyuncular mükemmel. Emma Thompson ve Anthony Hopkıns.. Filmin geçtiği mekanlar harika.. Okuyun ve izleyin derim.

kız çocuklarına örgü elbise

kızıma yaptığım bu elbise tek parça halinde örülüyor ve boğaz kısmından başlanıyor. (dikilmeden önce aşağıdaki fotoğraftaki gibi görünüyor)Bunu yaza girmeden başlamıştım bir kenarda kaldı, yeni bitirdim , aslında üç günlük işi var. Külotlu çorap ve içine uzun kollu ile sıcak ve güzel olacak.Üşenmesem kendime de örücem ama o kadar sabırlı değilim.























Resimdeki işaretli yerlerden her düz sırada arttırıyorsunuz. Kollar belli uzunluğa gelince kolları kesip ön ve arka parçaları örüyorsunuz.

Perşembe, Eylül 26, 2013

Sağlıklı ve leziz bir tarif daha...

Benim yemeklerim genelde pratik yemeklerdir. Nadiren bir saatin üstünde sürer bir sofrayı kurmam. Davet sofrası falan olursa ayrı.. İşte bu düşünceme uyan pratik ve sağlıklı bence de çok leziz bir yemek..


















İrice kıyılmış mantar, soğan, sarmısak, yeşil ve kırmızı biberi aynı anda tavaya koyun. Zeytinyağında hızlıca pişirin. Tabağa almafan tuz, karabiber ve biraz da susam ekleyin.. Afiyetle yiyin..

Çarşamba, Eylül 25, 2013

Taş boyama -2

En çok hoşuma giden boyama işi bu oldu. İnternetten bulduğum resimleri aktardım ve boyadım. Üstelik 10 dakikada bitti. Tiplere baksanıza.. Bu gidişle boyamadığım taş kalmayacak..

Cuma, Eylül 20, 2013

İncik boncuklu bileklik

Daha önce benzer bir kolye yapmıştım. Annemin sandığından çıkardığı bir kaç boncuklu oyayı da kullanarak bu kez de otantik bir bileklik yaptım. Siz de yapmak isterseniz dilediğiniz renk bir kumaşın üstüne  ya da genişçe bir kurdelenin üstüne istediğiniz desende işleyin. 





Cinler (Ecinniler), Dostoyevski

Kimilerine göre Dostoyevski gelmiş geçmiş en iyi yazardır. Öyle belki ama ona sadece yazar demek bence eksik kalır. o aynı zamanda tarihçi, psikolog, sosyolog, siyasetbilimcidir. Suç ve Ceza'yı yıllar önce okuduğumda, kitabı yeni bitirmişken bile bunu yeniden okumalıyım demiştim. Günlerce kitaptan sahneler gözümde canlandı durdu. Bu kitap da harik,beni o kadar etkilemedi ama okuduğuma çok sevindiğim bir kitap oldu. Ben öne Karamazov Kardeşier'i alacaktım ama kitap grubumuzda bu belirlendi ve okuduk.
Romanda öyle çok belirgin büyük ve sarsıcı bir hikaye yok. ama kişiler arası küçük hesaplaşmalar, siyasi örgütlenmeler, aşk, ahlak sorgulamaları ve daha pek çok şey var. Bu romanı okurken 1800'lerin Rusyasını da okuyorsunuz. Kahramanlarını konuştururken yazar, uzuuun diyaloglar kullansa da hiç sıkmadan hem onların ruh durumlarını veriyor hem de Rusya hakkında eleştirel bazı tespitler yapıyor. Kitaptaki kahramanların bir kısmı sosyeteden, önde gelen insanlar bir kısmı da sıradan kimseler. Gerçi sık sık bu ayrım vurgulanıyor ama romanın yazıldığı yıllar köleliğin Rusya'da yeni kaldırıldığı yıllar olduğu için  henüz eşitliğe pek alışılmamış.
Kişilik tahlilleri güzel, bir evin bir odanın tasviri bir kişinin dış görünüşünün anlatılması o kadar güzel kelimelerle yapılmışki benim gibi görsel ağırlıklı düşünen insanlar bayram eder. Çünkü gözünüzde canlanma net ve hatta üç boyutlu oluyor :-)
Romanda sık sık tanrıya inanma ya da inanmama üzerine cümleler var. Nihilistlerden sıkça söz edilmiş, Slavistler, Furyeristler vurgulanmış.. Dostoyevski'nin kendi hayatından bazı ayrıntılar da bulabilirsiniz. Kendisi de idam cezası almış ve ceza infaz edilmeden az önce affedilip kürek cezasına çevrilmiş. Bu olaydan çok etkilendiği ve gittiği yerde tanrı üzerine çok kafa yorduğu bilinir.

Kitapta altı çizilecek ve üstüne düşünelecek, konuşup gülünecek çok cümle var..
 Sosyalizm, Stephan Trofimoviç'in görmezden gelemeyeceği kadar yüce bir düşüncedir. -Düşünce yüce olmaya yüce de, onu yaymaya çalışanlar her zaman yüce kişiler değil..(s.451)

Grubumuzda çoğunlukla İş Bankası Yayınları'nın çevirisi okunmuştu bence de bunu okuyun. Ben İletişim'i okudum ama kitabın sonlarına yakın yerlerde çeviride kaymalar ve sıkıntılar gözlemledim. Çok dert değildi ama kitaba kendinizi kaptırmış giderken ince ince hissedebileceğiniz şeylerdi..Ayrıca sayfa sayısını azaltmak uğruna puntoyu epeyce küçültüp satır sayısını arttırmışlardı gözlerim bir derece daha bozuldu galiba...

Perşembe, Eylül 12, 2013

Yulaf kepekli omlet


















Birbuçuk yemek kaşığı yulaf kepeğini bir yumurta ile karıştırıp biraz süt ekleyin. Tuz ve karabiber ile tatlandırıp bir çay kaşığı tereyağında omlet veya kalın bir krep gibi pişirin. Üzerine iki dilim kaşar peyniri veya zevkinize göre marmelat (ben kendi yaptığım şekersiz erik marmeladı koydum) koyup afiyetle yiyin...

baharatlı tereyağı





kahvaltıda ya da çorbanın yanına, sıcak ekmeğin üzerine sürüp afiyetle yemeniz için bir tavsiye; baharatlı tereyağı.
Tuzlu veya tuzsuz farketmez tereyağınızı oda ısısında 2 saat kadar bırakın. İçine istediğiniz kadar ve çeşit baharatı koyup karıştırın. Streç filmin ortasına rulo yapıp yuvarlayın dolapta 3 saat kadar bekletip istediğinizde dilim dilim kesip tabağa koyun ve zevkle yiyin...
Benim kullandığım baharatlar; kekik temel olmak üzere, biraz da biberiye,kişniş,kimyon ve kırmızı biber..

Pazartesi, Eylül 09, 2013

Retro ev dekorasyonu

Ama modern retro.. Retronun bazı ev dekoru renk ve dizaynlarını beğeniyorum. Giyimde de hoşuma giden yanları var. Benim modern retro tarzı evden anladığım şu; hardal sarısı, koyu kırmızı ve çimen yeşilinin mutlaka kullanılacağı kanepe, halı, perde, duvar süsü, yastık vs... Sıcak ama uyumlu geometrik veya bitki desenli objeler. Loş ortam. Modern eşyaların yanısıra abajur, komodin, sehpa veya resimlerde eskiye ait dokunuşlar.

Alttaki fotodaki duvar kağıdı, yastıklar ve duvardaki çerçevelerin uyumu güzel






















Aşağıdaki odayı bütün olarak sevdim. Koltuk ve halı gri tonları, sehpa çok güzel, aksesuarlar da uyumlu, iki yastık bir abajur ile hareket kazanmış.






















Aşağıda ise yüksek tavan, yerlere kadar pencere, uyumlu kanape ve halı daha ne diyeyim? Ama duvardaki çerçeveler olmasa bu oda eksik olurdu..


Salı, Eylül 03, 2013

Bardak altlıkları

Yine bir hobi patlaması yaşıyorum. Gerçi bunların çoğunu önceden yapmıştım ama jelatinlememiştim..

















İstediğiniz ipten örün sonra yaprak veya toz jelatini sıcak suda eritip bu ördüklerinizi bu suya batırıp iyice sıkın. Sonra elinizle açın, düzeltin. Beş dakika sonra üzerine bir bez koyarak ütüleyin ve düz bir zemine kurumaya bırakın. Ertesi sabah sertleşmiş olur.