Perşembe, Mart 11, 2010

Kariye "Rönesans'ın Işığı"

6.yüzyıldan günümüze gelen kilise. Edirnekapı'da bulunuyor. Aslında manastır varmış önceleri burada ama sadece bu kilise kalmış. Minare ve mihrap Osmanlılar zamanında eklenmiş. Bu müzeyi sadece mozaikleri için de olsa görmelisiniz. Etkilenmemek mümkün değil.
Ben ilk gidişimde (her zaman olduğu gibi öncesinde biraz araştırma yapıp) mozaiklerde anlatılan tasvirleri öğrenip gitmiştim. O zaman daha anlamlı geliyor mozaik ve freskler.

 Dışarıdan çok sade görünen binanın içi çok canlı ve çok güzel. Bizans dönemi mozaiklerine en iyi örnekler bunlar. Zaten bu kilisenin bir önemi de, Bizans sanatının, kilisenin katı dogmacılığından kurtulup, doğalcı yaklaşımına dönüşüne bir belge olmasıdır.
Hristiyanlar arasında daha okuma yazmanın yaygın olmadığı cahiliye döneminde yapılmış, din ve Hz. İsa'nın yaşayışı, içindeki mozaikler sayesinde halka anlatılmış, böylece dinin ögrenilmesi sağlanmış.
Aşağıda fotoğrafı bulunan "diriliş" adı verilen freskte İsa güçlü ışığı ile ölüler diyarına iner, ayaklarının dibinde elleri ve ayakları bağlanmış şeytan yatar. Sağ eli ile Adem'i sol eli ile Havva'yı tutar ve çekerek mezarlarından çıkarır.

Alttaki freskte ise ortadaki madalyonda Meryem ve çocuk İsa, etrafındaki 12 dilimde de melekler bulunuyor.

Kariye için "duvardaki kutsal kitap" da denirmiş. Çünkü İncil ve Tevrat'tan pek çok sahne aktarılmış.

 
Ölümden sonrasının anlatıldığı aşağıdaki freskte İsa tahtına oturmuş ve sağı ile cenneti gösteriyor. Sağında Meryem ve altı havari bulunuyor.

Bir de duvarlarda, beyaz, gri, pembe ve sarı renkteki mermer levhaların damarları, birbirine öyle ustaca bir şekilde denk getirilip eklenmiş ki her birinde bir figür çıkmış ortaya. Özellikle ağaç motifleri  çok farkediliyor.
Müzenin "Apsis" denilen duvarında bulunan mermer plakada milyonlarca yıl önce yaşamış bir deniz canlısının fosili bulunuyor. Mermerde fosil oluşumu çok ender görülür.

Müzedeki diğer ilginç şey ise giriş kapısı altındaki dört yapraklı yonca biçiminde düzenlenen mermerdir.
1511'de camiye dönüştürülmüş ve tahmin edebileceğiniz gibi tüm mozaik ve fresklerin üstü sıva ile kapanmış. 1948'de Amerikan Bizans Enstitüsü'nün başlattığı çalışmalar ile mozaik ve freskler ortaya çıkarılmış. 1948’den bu yana da “Kariye Müzesi” olarak hizmet vermektedir. 
Müzenin tam karşısında, her yıl üç çeşit çiçek açtığı söylenen 'kısmet ağacı'nın altında çay içmeden dönmeyin. Hazır gitmişken buradaki restore edilmiş eski evleri de görün derim.

2 yorum:

Tijen dedi ki...

Her seferinde bir kez daha büyülenmişimdir Kariye'de. Nedir beni büyüleyen bilmem ama mistik bir havası vardır, puslu bir geçmiş...

melda dedi ki...

Katılıyorum. Hatta ilkinde değil ikinci,üçüncü seferde daha iyi anlaşılıyor sanki güzelliği..