Cumartesi, Ekim 26, 2013

Batı Cephesinde Yeni Birşey Yok, Remarque

Bloğumda 2010'dan önce (yani bloğumu açmadan önce)okuduğum kitapları pek paylaşmadım. 2 ya da 3 tanesi eski okuduklarımdır. Amacım yeni okuduğum kitabı hemen sıcağı sıcağına paylaşmaktı. Bu nedenle 8 yıl kadar önce okuduğum ve müthiş etkilendiğim Batı Cephesinde Yeni Birşey Yok adlı romanı burada paylaşabilmek için yeniden okudum.Zaten bu kitabı bi daha okumalıyım demiştim.. 200 sayfa ve çok akıcı.
Savaşın ne demek olduğu ancak bu kadar iyi anlatılır. Savaş filmi izlemenize gerek yok gözlerinizi kapatın romanfaki sahneleri düşünün yeter. İnsanın içini burkan bir kitap. Birkaç yıl önce Kafka'nın Milena'ya Mektuplar adlı kitabında vardı sanırım, Milena'ya olan hislerini şöyle anlatıyor:sanki bir bıçağı kalbime saplamış çeviriyorsun.. Bu kitapta bazı anlar bana da böyle oldu. Acıyı içimde hissettim, son derece insani duygulardan o kadar gerçekçi bahsediyor ki.. Geçen aylarda okuduğum bir makalede Yaşar Kemal'in de bu kitabı çok beğendiğini öğrendim buna ayrıca sevindim..
Remraque'nin bu romanı Almanya'da 1929'da yayınlanmış. Im Westen nichts Neues orjinal adı. Hemen bir sene sonra filme çekilmiş. 1933'de ise Nazilerin kitap yasaklama ve yakma eylemlerinde toplatılmış.Hatta yazarı da aramışlar ama bulamayınca kızkardeşini yakalayıp öldürmüşler.
Romadaki karakterler yani askerlerin savaş bitse dahi eskisi gibi olamayacaklarını anlatan yazar verdiği örneklerle nasıl iyi gözlemci olduğunu da göstermiş. Beni en etkileyen bölümlerden biri çaresiz durumda olan yaralı askerlerin konulduğu oda ve tek bacağı kesilen Kemmerich'in yaşama umudu kalmayınca çizmesini Müller'e vermesiydi..Evine dönen askerin hisleri de çok etkiledi. Aslında etkileyen çok şey var.
Bana her yaştan,her kesimden herkesin okuması gereken tek kitap hangisidir?deselerdi bu kitabı söylerdim. Düşünmeden. İlk okuduğumda sanırım bir hafta etkisinden çıkamadım. Konuştuğum herkese kitaptan ayrıntılar anlatıp "mutlaka oku"dedim.
Sanırım üçüncü kez de okuyacağım..

Kitap şöyle bitiyor:karınüstü düşmüştü ve yerde uyurgibi duruyordu. Yüzüstü döndürduklerinde, fazla acı çekmemiş olduğunu gördüler. Yüzünde o kadar huzurlu ifade vardı ki, bu sonuçtan neredeyse hoşnut kaldığı sanılırdı. (Romanı anlatan Paul'dür bu kişi)

çeviren,Nurten Tunç, Oda Yayınları,

3 yorum:

Pınar dedi ki...

Bu kitabı okuduğumda ben de aynı derecede etkilenmiştim. Herkese tavsiye eder olmuştum. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Öyle çok sevdim ki okumaya devam ettim. "Dönüş Yolu" diye bir kitabı var o da bu kitabın devamı sayılıyor. Askerlerin eve döndükten sonra sivil yaşama adapte olma sürecinde yaşadıklarını anlatıyor, bu kitabın yerini tutamasa da tavsiye ederim. :)

melda dedi ki...

Tamam okuyacağım, sağolun

kisakahvemolas dedi ki...

Bu kitap Mehmet Eroğlu'nun da favorileri arasındadır. Bunca kez duydum hala bu kitabı okuyamadım, hemen almayı düşünüyorum artık :)