Perşembe, Temmuz 03, 2014

Büyük Defter-Kanıt-Üçüncü Yalan, Agota Kristof

Sevgili Selen'in tavsiyesiyle listeme eklediğim bu kitabı okurken aynen şöyle düşündüm "Tanrım, ne çok harika kitap ve yazar var..Bunların hepsini nasıl okuyacağım? Okudukça çoğalıyor sanki..." gerçekten böyle bir yazarı tanıdığım için hem mutluyum (sağol Selen) hem de sonu gelmeyecek diye endişeliyim. Halı hazırda ikinci kez okumayı planladığım kitaplar var (Milan Kundera'nın, Marquez'in ikinciye okumayı planladığım kitapları gibi)


 















mükemmel bir dil ve anlatım,mükemmel bir kurgu ve mükemmel bir hikaye..
Roman aslında üç kitaptan oluşuyor. Çook önceden ayrı ayrı üç kitap halinde basılmış. Ama bence birlikte basılması çok iyi olmuş.
Romanı elimden bırakamadım. Öyle ki kızımı sitemizin parkına götürürken "belki okuyabilirim" umuduyla yanıma aldım ve kızım kendisine kum mıncırma arkadaşları bulup sakin sakin bir gölgede oynayınca kitabı bir saat kadar parkta da okuyabildim.(artık yanımda kitabımla gidicem, laflayacak tanıdık biri olmazsa sakince okurum. Aksi halde iki saat bankta bekçi gibi oturmak durumunda kalıyorum :-)). Zaten kitap iki günde bitti.
İlk kitapta yani Büyük Defter'de savaş sırasında bir annenin ikiz çocuklarını koruması için anneanneye bırakması ve ikizlerin oradaki hayata alışma ve
duygularını törpülemeye çalışmaları vardır.
Bu kitaplarda hiç zamandan, mekandan hatta ilk kitapta kişilerin isimlerinden bile bahsedilmiyor. Yazar Macar olduğu için Macaristan ve 2.Dünya Savaşı yılları diye tahmin ediyorsunuz. Kitapta duygusal betimlemeler, hisler, tasvirler de yok. Zamanın, yerin, hislerin önemi yok. Sadece olanlar var olaylar var. O yalın haliyle bile çok vurucu..
Kanıt'ta anlatıcının dilinden Lucas'ın yaşadıkları, son kitap yani Üçüncü Yalan'da da Claus'un dilinden gelişmeler var. Daha fazla bilgi vermeyeyim çünkü okumak isterseniz ip ucu olmasın. Ama romanda daha pek çok kişi ve onların hikayeleri de var. Hepsi çok etkileyici..
"Ahlak “duygusaldır,” ötekilerini (sadece), ötekilerinin gözüyle kendime baktığımda, iyi olan kendimi sevmem anlamında içerir; etikse, tersine, naiftir – yapmam gereken şeyi yapılması gerektiği için yaparım, iyiliğim yüzünden değil. Bu naiflik düşünümselliği dışlamaz – hatta ona, insanın yaptığı şeye karşı soğuk, katı bir mesafesi olmasına izin verir. Bu türden etik tutumun en iyi örneklerinden biri, Agota Kristof’un Defter-Kanıt-Üçüncü Yalan adlı üçlemesinin ilk cildi olan Defter’de sergileniyor. " şurdan aldım 

Yukardaki fotodaki tabağa ne oldu dersiniz? Öyle şekil yaptığıma bakmayın, bir tanesini zor yedim. Aynen şöyle oldu:

3 yorum:

Keşke Gerçek Olsa dedi ki...

Öyle heyecanla severek okumuşsunuz ki koşarak gidip almak istedim kitabı :)

Derdest fikirler dedi ki...

Melda çok merak ettim canım kitabı. Bu arada benim okuma listemde hep kabarık hep kabarık hiç mi hiç azalmıyor.

Adsız dedi ki...

Bu kitabı nereden alıdınız? İstanbul'da onu bulamıyorum..