Çarşamba, Nisan 09, 2014

Koleksiyoncu, John Fowles

Koleksiyoncu, bir kelebek koleksiyoncusuyla, platonik aşık oldup kaçırdığı ve evinin zindanına hapsettiği bir resim öğrencisi kızın arasındaki mecburi ilişkinin romanı..Aslında bu kadar değil. Alt sınıfın üst sınıfa yaranma çabası, üst sınıfın tavrı, tutku ve gerçek aşk, teslim olma, sahip olma, sınırlarımız...gibi daha pek çok alt konuyu da barındırıyor.






















Romanın ilk 122 sayfası koleksiyoncunun dilinden verilmiş. Sonraki 140 sayfa kızın tuttuğu günlük ve kalan 20 sayfada da olaylar sonuçlanıyor. Bu sonuçtan bahsedemeyeceğim ama etkileyici gerçekten.
Fowles, koleksiyoncu yani Clegg, genç kız yani Miranda'nın iç sesleri dahil, düşündüklerini ve birbirleri hakkındaki yargıları da detaylı olarak veriyor. Boşlukları siz doldurmak zorunda kalmıyorsunuz.
Miranda Clegg'den kurtulmak için her yolu deniyor ama karşısındaki normal biri değil.
Psikoloji ile ilgilenenler bu romada çok şey bulabilirler. Duruma ve olaya göre değişen davranış ve duygular çok güzel verilmiş.
Ben heyecanla okudum, dili çok akıcı.
"Her açıdan benden aşağıda. Tek üstünlüğü beni burada tutabilmesi. Tek gücü bu. Hiçbir şeyi benim davrandığım veya düşündüğüm veya konuştuğum veya yaptığım gibi yapamaz, demek ki iyice sallayıp düşürünceye kadar benim için Denizin İhtiyarı olacak".syf.228
John Fowles 1926-2005 yılları arasında yaşamış İngiliz yazar.
Ayrıntı yayınları, Çev.Münir H. Göle

4 yorum:

bircanın renkli dünyası dedi ki...

ıyı okumalar *-*

Keşke Gerçek Olsa dedi ki...

Zamanında çok çok merak ettiğim bir romandı ama unutmuşum çoktan ... Yazınızı görünce fark ettim unuttuğumu :)
Öyle güzel de anlatmışsınız ki , kısa zamanda okuyacağım.

Derdest fikirler dedi ki...

Meldacığım sayende okuma listem sürekli artıyor hiç azalmıyor :)

melda dedi ki...

ne güzel, ne güzel