Bu aralar güzel kitaplar okuyup duruyorum, tanrım bu rüya hiç bitmesin..Okuyup da pişman olacağım bir kitap olmasın..
Film ya da roman sevip de Otomatik Portakal'ı duymayan yoktur sanırım..
Bu kitap daha önce alıp kitaplığımda beklettiklerimden biriydi...
Alex adlı bir gencin (hatta çocuğun, çünkü 14-15 yaşlarında olduğuna dair sözler var kitapta)çetesi ile sokaklarda hatta bazı evlerde terör estirdiği, soygun, tecavüz, adam dövme gibi suçları su içer gibi rahat işledikleri günlerle başlıyor roman, tabi Alex'in bir soygunda yakalanması ile çete dağılır ve kahramanımızın başına hükümet eliyle bazı işler gelir..Sonrasını söylemeyim ama satır aralarında durup düşünme hatta biraz dinlenme ihtiyacı hissettiren, güzel bir roman olduğunu söyleyebilirim..Özgürlük, suç, ahlak, toplumsal kurallar, baskı yönetimi sorgulanmıştır.
Kitapta bazı kelimeler o yıllardaki İngiliz argosu ile yazılmış:mesela sigara için kanser, meme için güğüm vb..
Bu arada ben kitabı annemlere götürmüş ve orda unutmuştum. Ama son on sayfasıydı ve ailem tatile gidecekti. Ben kitabın en heyecanlı yerini bitirebilmek için en iyi ihtimalle onların dönmesini bekleyecektim ama öyle olmadı kardeşim sayfaların resmini çekip bana e-posta attı ve hemen okuyup bitirdim :-) teknoloji güzel bişey...
Çeviri Aziz Üstel'e ait, sanki daha iyi olabilirdi ama yine de çok rahatsız etmiyor.
Bu kitap ile meşhur olan yazar Anthony Burgess'in ilginç bir hikayesi var:kendisi 42 yaşında ve ikinci evliliğini yaşarken doktoru ona beyin tümörü olduğunu ve bir yıldan az ömrü kaldığını söyler. İlginçtir, kendisini değil ilk karısının nasıl geçineceğini düşünerek onun geçimini sağlamak için roman yazmaya başlar. Bir yılda beş buçuk roman yazar ve teşhisin yanlış olduğunu öğrenir ama bu sayede yazarlığa başlamış olur.. 34 yıl daha yaşar.. Otomatik Portakal romanı Stanley Kubrick tarafından beyazperdeye aktarılır, çok eleştirilir.Gerekçe:suça özendirmektir..Burgess'de filmi pek beğenmemiştir ama neyapsın ki kült filmlerden biridir.
Yazar kitabı hakkında; Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum... demiştir.
Bu kitap daha önce alıp kitaplığımda beklettiklerimden biriydi...
Alex adlı bir gencin (hatta çocuğun, çünkü 14-15 yaşlarında olduğuna dair sözler var kitapta)çetesi ile sokaklarda hatta bazı evlerde terör estirdiği, soygun, tecavüz, adam dövme gibi suçları su içer gibi rahat işledikleri günlerle başlıyor roman, tabi Alex'in bir soygunda yakalanması ile çete dağılır ve kahramanımızın başına hükümet eliyle bazı işler gelir..Sonrasını söylemeyim ama satır aralarında durup düşünme hatta biraz dinlenme ihtiyacı hissettiren, güzel bir roman olduğunu söyleyebilirim..Özgürlük, suç, ahlak, toplumsal kurallar, baskı yönetimi sorgulanmıştır.
Kitapta bazı kelimeler o yıllardaki İngiliz argosu ile yazılmış:mesela sigara için kanser, meme için güğüm vb..
Bu arada ben kitabı annemlere götürmüş ve orda unutmuştum. Ama son on sayfasıydı ve ailem tatile gidecekti. Ben kitabın en heyecanlı yerini bitirebilmek için en iyi ihtimalle onların dönmesini bekleyecektim ama öyle olmadı kardeşim sayfaların resmini çekip bana e-posta attı ve hemen okuyup bitirdim :-) teknoloji güzel bişey...
Çeviri Aziz Üstel'e ait, sanki daha iyi olabilirdi ama yine de çok rahatsız etmiyor.
Bu kitap ile meşhur olan yazar Anthony Burgess'in ilginç bir hikayesi var:kendisi 42 yaşında ve ikinci evliliğini yaşarken doktoru ona beyin tümörü olduğunu ve bir yıldan az ömrü kaldığını söyler. İlginçtir, kendisini değil ilk karısının nasıl geçineceğini düşünerek onun geçimini sağlamak için roman yazmaya başlar. Bir yılda beş buçuk roman yazar ve teşhisin yanlış olduğunu öğrenir ama bu sayede yazarlığa başlamış olur.. 34 yıl daha yaşar.. Otomatik Portakal romanı Stanley Kubrick tarafından beyazperdeye aktarılır, çok eleştirilir.Gerekçe:suça özendirmektir..Burgess'de filmi pek beğenmemiştir ama neyapsın ki kült filmlerden biridir.
Yazar kitabı hakkında; Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum... demiştir.
4 yorum:
kitap ben de de var. hem filmini seyretmek hem de kitabını okumak güzel. kitap okumak gibisi yok!
kitap ben de de var. hem filmini seyretmek hem de kitabını okumak güzel. kitap okumak gibisi yok!
Ben bu kitabı ilk kez duydum desem:(
İyi bir romansever olarak duymamış olmak ne kadar şaşırtıcı ya da üzücü bilmem ama anlattıklarına göre okunmalı diye düşünüyorum..
Güzel blog. Kolay gelsin.. Benim bloğuma da beklerim.
Yorum Gönder