Çarşamba, Ağustos 19, 2015

Bozcaada Tatili

Bir yere gitmeden önce araştırma yapanlardanım. Yeme-içme, gezme, alış-veriş vb. mutlaka bakarım. Bozcaada için de böyle oldu. Daha oraya gideceğimiz belli bile değilken benim not defterimde bişeyler şekillenmişti bile.
Bozcaada Çanakkale'ye bağlı, Ege Denizi'ndeki iki adamızdan biri. Boğazın hemen çıkışında. Fatih zamanında alınmış, Çanakkale Savaşları sırasında İngiliz ve Fransızlarca üs olarak kullanılmış, Lozan ile Türkiye'ye verilmiştir. Küçük ama oldukça turistik olmuş. Soğuk denizi, balık ve ahtapot yemekleri, şarabı ve çeşitli reçelleri ile meşhur. 1500 nüfuslu Bozcaada'da şimdilerde 30 kadar Rum kalmış ve bir kilisesi var.

Yarım saatlik bir feribot seyahati ile vardık. (Geyikli'den 6 kilometre) Adada çok büyük oteller yok. Arabayla gitmiştik, merkezde bir otelde kaldık. Her gün istediğimiz bir koyda denize girdik. Suyu muhteşem. En soğuk yer Ayazma plajı. Sonra Akvaryum koyu, Tuzburnu koyu,
Habele plajı, Beylik plajı bildiklerim. Hepsi muhteşem. Sürekli esinti var ve havası nemli değildi.

Merkezdeki Rum mahallesi bence gezilecek en güzel yeri. Sokak sokak dolaştım her gün.

Dar ve taş döşeli sokakları şirin ve bakımlı evler çevreliyor. Bunların çoğu pansiyon, bir kısmı cafe, butik, dükkan..Bar ve lokantalar merkezin nemen arkasındaki sokaklarda.

Hemen merkezde yer alan Çınaraltı'nın Türk kahvesi çok lezzetliydi. Likörle veya sade içilebiliyor, sakızlısı da var.
Tam karşsındaki Ada Cafe'nin ahtapotlu mücveri ve gelincik şerbeti güzel. Cafedeki her şey gelincik temalı.
Adanın iki meşhur kurabiyecisi var. Çiçek fırın ve Veli Dede. İkısini de denedim, diyebilirim ki Çiçek pastanesinin bol bademli badem lokumu(kurabiye), Veli Dede'nin sakızlı kurabiyesi güzeldi.


Sokaklarında gezerken müzesine de mutlaka bir saat zaman ayırmak gerekli. Orjinali üç katlı olan tarihi bu bina malesef onarılmak yerine traşlanıp tek kata düşürülmüş. Bir de bodrum katı var. Tarihsever Hakan Gürüney beyin çabaları ile oluşturulmuş. Ada'nın geçmişi ile ilgili pek çok obje ve belge var. Şarap yapım aletleri, giysiler, kişisel eşyalar, ev eşyaları, duyurular, yazışmalar.



Her şeyin reçelini yaptıkları da doğru. Domates ve ham incir en sevdiklerim oldu. Ama kekik, üzüm, portakal reçelleri de çok güzeldi.

Adada güzel dondurmacılar da var.


Sokakları sürprizlerle dolu.


Burasının rüzgarlı olmasının iki önemli avantajı var. Birincisi, rüzgar gülleri ile ada ihtiyacının fazlası enerjiyi üretip deniz altından kablolarla ana karaya yolluyor. İkincisi de rüzgar üzümlere yarıyor ve şekerlenmesini sağlıyor. Adanın yarıya yakını üzüm bağı ve Corvus gibi dünyaca ünlü şarapları var. Corvus adanın sembolü olan karga demek  (Latince).
Adada Corvus dışinda Ataol, Yunatçılar ve Talay da şarap üretiyor. Tadım yapılabiliyor.
(Bozcaada'ya giriş ve çıkışta bizi selamlayan kalesi II.Mahmut zamanında yapılan son hali ile korunmuş.)
Şarap, kurabiye ve reçel dışında Alishiro'nun organik tam çavdar ekmeğini şiddetle tavsiye ederim. Mayalanması 8 saat süren ve doğal ekşi maya ile mayalanan ekmeği incecik dilimleyip bir kısmını derin dondurucuya kaldırdım. Tost makinesinde kızartıp tereyağı veya soğuk meze ile yemek çok güzeldi.. (kargo ile de yolluyorlar)
Ayrıca güneşin batışıen batı uçtaki Polente Feneri'nden izlenmeli.
Son bir kaç söz söylemem gerekirse, son on yılda turizmde patlama yaşanması neticesinde her yerde olduğu gibi burda da olumsuzluklar yaşanıyor. Fiyatlar genelde pahalı, hizmet çoğunda kötü. Ne istediğinizi bilerek giderseniz az sorun yaşarsınız. Bir restoranda siparişlerimizi 1,5 saat bekeldiğimiz de oldu, asık suratlarla cevap bile vermeyen satıcılar da gördük. Nasılsa müşteri geliyor..Ama çok memnun ayrıldığımız yerler de çok. İşini severek yapan ile ticari düşünen hemen belli oluyor.

Hiç yorum yok: