Pazartesi, Ekim 05, 2015

Yüzyıllık Yalnızlık, Gabriel Garcia Marquez

Roman söz konusu olunca en sevdiğim yazar ya da romanı söylemek oldukça zor olsa da beni kendine hayran bırakan yazarlardan ilki Marquez'dir diyebilirim. Onu okurken yer yer güldüğümü fark ederim ya da dehşet verici bir sahneyi sıradanmış gibi anlatmasına ve dilinin zenginliğine şaşırırım.

Yüzyıllık Yalnızlık da onun en sevdiğim kitabı. Hepsi güzel ama o biraz daha güzel.
Ben bu kitabı ilk kez 1997'de okudum sonra bir kaç yıl sonra bir daha okudum. İlk okuduğum yeni basımı olan bir kitaptı ve birine verdim (kimdi hatırlamıyorum) ve geri gelmedi. Ben de bir sahaftan eski basımını aldım ( kitabın Türkçedeki ilk basımını almışım Sander yayınları 1974) ikinciye onu okudum. Ben bu bloğu açtığım yıldan beri okuduklarımı buraya koydum.Ama bu aralar bloguma eski okuduğum ve beğendiğim kitapları da yazmayı planlıyorum. Çünkü hem ben de o kitabı unutmuyorum. Hem de burdan paylaşım yaparak meraklılarına tavsiyelerde bulunmuş oluyorum.
Bu roman bir ailenin tarihi aslında. Acılarla dolu, karışık, soylu ve biraz da rezil tarihtir bu.
Yazar kitap hakkında şunu söyler; "Yüzyıllık Yalnızlık'ı yazmaya başladığımda, çocukluğumda beni etkilemiş olan her şeyi edebiyat aracılığıyla aktarabileceğim bir yol bulmak istiyordum. Çok kasvetli kocaman bir evde, toprak yiyen bir kız kardeş, geleceği sezen bir büyükanne ve mutlulukla çılgınlık arasında ayrım gözetmeyen, adları birörnek bir yığın hısım akraba arasında geçen çocukluk günlerimi sanatsal bir dille ardımda bırakmaktı amacım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı iki yıldan daha kısa bir sürede yazdım. Ama yazı makinemin başına oturmadan önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on altı yılımı aldı. Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlık'ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım."

Bendeki baskısında kitaba konu olan Buendıa ailesinin bir soy ağacı var. Çok iyi bir fikir çünkü başlarda isimler birbirine karışıyor ve bu kimdi? diye sorabiliyorsunuz. Bu soy ağacına bakmak iyi olabiliyor.
Okumayanın bence çok şey kaybedeceği bir kitap. Okumaya başladığınız andan itibaren sizi sarar ve hiç sıkmaz. İroniyle karışık mizah anlayışına hayran olacaksınız.

Hiç yorum yok: