Cuma, Mayıs 07, 2010

Bulantı, Jean-Paul Sartre

Bulantı, yazarın ilk romanıdır.1938’de yayınlanır. Roman günlük biçiminde yazılmıştır. Bu nedenle de belki bana türü pek de roman gibi gelmedi. Roman kahramanı Roquentin, dünya karşısında duyduğu tiksintiyi anlatır. Bu tiksinti yalnızca dış dünyaya değil, Roquentin'in kendi bedenine de yöneliktir. Kitapta sıradan insanlar ve varoluş çabaları anlatılır.

Roquentin, dünyanın saçmalığını, yüreğinde "bulantı" duyacak derecede açık seçik görebilen, ama bu gerçek karşısında yaşamını değiştirmeyecek kadar uyuşuk bir aydındır. Sartre'ın temel endişesi, okura evreni olduğu gibi gösterebilmektir. Kitap bu amaca ulaşır.
"...Bütün bu adamlar, vakitlerini dertleşmekle, aynı düşüncede olduklarını anlayıp mutluluk duymakla geçiriyorlar. Aynı şeyleri hep birlikte düşünmeye ne kadar da önem veriyorlar..." (syf.20)
Sartre´a göre İnsan sadece vardır. Belli bir amaç gözetilerek yaratılmamıştır. Önce varolur sonra kendi kendini gerçekleştirir. Sartre insanların aslında yalnız olduğunu vurgulamış, bu yalnızlık ona korku vermiştir. Yalnızlıktan ve yalnız insanlardan korktuğunu Bulantı´da şöyle anlatıyor;
"Henüz sekiz yaşımdayken Lüxemburg parkına oynamaya giderdim. Bir adam vardı. Gelip Auguste-comte sokağı boyunca uzanan parmaklığın karşısındaki kulübenin içine otururdu. ... Bizi korkutan bu adamın ne sefil hali ne de boynunda çıkmış olan ve yakasına değen urdu. Bizi korkutan onun yalnızlığı idi."

JEAN - PAUL SARTRE (1905 – 1980)
Fransız yazar. Her yönüyle kendine özgü olarak geliştirdiği Varoluşçu felsefeyle 20.yy'a damgasını vuran düşünürlerden biridir.
21 Haziran 1905'te, Paris'te varlıklı bir burjuva ailesinin çocuğu olarak doğmuştur. 1929' da birincilikle felsefe öğretmenliğini kazanır. 1933’den sonra Berlin'de ve Neuilly' de öğretmenlik yapan Sartre, II. Dünya Savaşı'nın ardından, ülkesi özgürlüğe kavuştuktan sonra, yazarlık çalışmalarına ağırlık verebilmek amacıyla öğretmenlikten ayrılır.
Sartre, kalın camlı gözlükleri (miyopluğu nedeniyle, 1974'te hemen hemen hiç göremez hale gelecektir), hiç çıkarmadığı kanadyenleri, atkısı, piposu ya da sigarasıyla, Paris entellerinin ve sol kıyının bir simgesidir. Sartre, buluşma ve çalışmalarında kahveleri kullanan bir sokak ve kalabalıklar adamıydı da. 1964 yılında layık görüldüğü Nobel Edebiyat Ödülünü de reddetmiştir. Mayıs 1968' de Sorbonne’da Renault fabrikasının işgaline katıldığı gibi, hak arayan her toplulukta yer almıştır.

 
J.P.Sartre, Bulantı,Can Yayınları,2007, Çeviren; Selahattin Hilav.

1 yorum:

emili dedi ki...

Romadan çok felsefe ders kitabı gibiydi. Sakin kafayla yada tem tersi bulanık kafayla dünyadan soyutlanarak okununca anlaşılabileceğini düşünüyorum.