Cuma, Şubat 21, 2014

Ütopya, Thomas More

Yine nihayet epeydir okumak istediğim bir kitaba sıra geldi. Aslında içeriğini okuduğum başka yazılardan dolayı bildiğim bu kitabı alalı da epey oldu. Ama sırası bu haftaymış..
1400'lerin sonları ve 1500'lerin başlarında İngiltere'de yaşayan More Oxford'da okumuş, sonra hukuk eğitimi almıştır. Erasmus ile yakın dost olmuştur. VIII.Henry'nin danışmanı daha sonra da Avam Kamarası'nda meclis başkanı olmuştur. VIII.Henry'nin kendisini İngiliz kilisesinin başı sayması ve eşinden boşanmak istemesine karşı çıkması nedeniyle gözden düştü. Görevinden çekildi, tutuklandı ve 1535'de idam edildi. More'un hayatını bundan daha kısa anlatamazdım. Aslında daha pek çok detay var. İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan bu kitabın güzel yanı da bu; başında More'un detaylı hayat hikayesi var ve kitap Mina Urgan'ın inceleme ön yazısı ile Vedat Günyol, Sabahattin Eyüboğlu ve M.Urgan  çevirisiyle yayınlanmış..Diğer detayları bu ön yazılarda bulabilirsiniz. Zaten Ütopya uzun bir kitap değil. Başındaki inceleme ve karşılaştırma bölümü ile daha zengin ve anlamlı olmuş.























More hep yoksul halkın yanında ve onlara yardımcı. Herhangi bir çıkar beklemeden onların sıkıntılarını çözmüş. Ailesinde tam bir barış ve huzur hakim. İki kez evlenen More'un ikinci eşi son derece huysuz biri olsa bile onu yola getirmeyi başarmış. Erasmus onun evinde uzun zaman kalmış. Daha pek çok düşünür, ressam, edebiyatçı da kalmış evinde. Hepsi de o huzur ortamından bahsediyor. Karısı, oğlu, üç kızı, damatları ve torunlarıyla beraber yaşadığı evde bir gün bile kavga veya tatsızlık yaşanmazmış. More o kadar iyimsermiş ki en kötü olayda bile ders alınacak veya sevinilecek bir yan bulurmuş.

 
Neyse, gelelim "Ütopya"ya.. 1516'da yayınlanır yayınlanmaz çok büyük ilgi uyandırmış, çeşitli Avrupa kentlerinde beş-altı kez basılmış. Çağdaşı düşünür ve edebiyatçıları etkilemiş.
Ütopya sözcüğü "hiçbir yer" anlamına geldiği halde More sanki gerçekten varmış gibi detaylı anlatır. Aslında olması gerekeni ya da olmasını istediği düzeni anlatır Ütopya'da.
Ütopya bir adadır. 54 kentten oluşan bu adada üç katlı kerpiç evler vardır ve her evde ortalama 40 kişinin yaşaması öngörülür. Üretim, üretim araçları, yemeklerin yapılıp yenilmesi ortaktır. İş bölümü vardır ve herkes günde altı saat çalışır. Bu saat sınırlaması insanların verimli olabileceği,dinlenip sosyalleşebileceği en ideal süre olarak hesaplanmış. Açıklamaya göre zaten herkes isteyerek ve tam verimle çalışırsa bu süre refah için yeterli. Herkes belli dönemlerde mutlaka çiftçilik yapıyor. İsteyen sürekli olarak çiftçi olabiliyor. Aileler iki yılda bir yer değiştiriyor. Herkes sırayla çiftçi olduğu için kentli-köylü ayrımı yapılmıyor. Herkes ömür boyu aynı işte kalmadığı için yıpranmıyor..Böylece belli bir yerde belli statüde yaşamanın önüne geçilip eşitlik sağlanmaya çalışılmış.
 Neyse daha çok ve güzel detay var. Ayrıntıya girmeyeceğim ama kitap harika. Bildiklerimi tazeledim ama daha pek çok şey de öğrendim.
Keşke hepsi değil de birazı bile hayatımıza uyarlanabilse.
 

Hiç yorum yok: