Füruzan'ın Ev Sahipleri kitabında da kendisi hakkında bolca bilgi edindiğim ve zaten merak ettiğim Heinrich Böll'ü bir an önce okumalıyım demiş ve Babaız Evler kitabını almıştım. Kitap çok güzel olmasına rağmen 250 sayfası benim özel nedenlerimden dolayı yavaş ilerledi. Nerdeyse günde 15 sayfa falan okuyabildim. Son 100 sayfası ise bir gecede bitti.
Romanda Böll, İkinci Dünya Savaşı sonrası babası savaşta ölen evleri anlatıyor. Özellikle Martin ve Heinrich adlı on yaşlarındaki iki çocuğun gözünden. Baba diye bildikleri kişinin fotoğrafı duvarda asılı durur. Kendilerinden sadece birkaç yaş büyüktür. Mutlu mudur mutsuz mu? belli değildir ifadelerinden. Anneleri (biri zengin diğeri değil) farklı kişiliklerde ve farklı yollarla ayakta durmaya çalışan kadınlardır. Heinrich'in ve daha birçoklarının annesi savaş sonrası bağlanan dul aylığından olmamak ama aynı zamanda bir erkeğin desteğini de hissetmek için bazı sevgililerle "amcalarla" yaşarlar bazen. Çocukların bu duruma bakışı, ahlak ve ahlaksızlık kavramları onların gözünden çok güzel verilmiş. Bir de Albert Amca vardır ki o diğer"amca"lar gibi değildir. Martin'in annesi ile evlenmek isteyen ama annesinin istemediği bu amca koruyucu ve kollayıcıdır.
Romanda pek çok mizah öğesi var, pek çok dram da var. Bunları öyle güzel harmanlamış ki Böll anlatmakla ifade edemem sanırım.
...Resim öylesine net çekilmişti ki, babasının hırkasındaki düğmelerin kabartma desenleri seçilebiliyordu. Bunlar çiçek desenleriydi. Babasının küçük, koyu renk gözleri, sanki orada, vitrin ile çay mamasının arasında loş köşede etiyle kemiğiyle gerçekten duruyormuş gibi bakıyordu ve Martin, babasının bu resimde neşeli mi yoksa hüzünlü mü olduğunu hiçbir zaman anlayamamıştı. Babası çok genç görünüyordu. Neredeyse lisedeki çocuklar kadar gençti. Ama görünüşünün bir babaya benzer yanı yoktu...syf.97
Romanda sık sık hemen her öğünde kahve demliklerinde kahve pişiriliyor ve de tereyağlı ekmekler yeniyordu..
ilk 70-80 sayfa biraz karışıktı. Kim kimdir? pek net değildi. Heinrich ve annesi ağırlıklıydı sonra birden Martin ve annesi ile Albert'e kaydı konu. Sona doğru ikisi birden verildi. Belirli bir kurgu ve olay örgüsü yok ama genel durum çok etkileyici verilmiş. Savaşa bir de bu açıdan bakın denmek istenmiş.
Çeviri Ahmet Cemal'in .Çok iyi olduğunu söylememe gerek yok heralde. Kitabın kapak resmi de Heinrich'in annesi ve kızkardeşi ile kaldığı odaya benziyor..
Romanda Böll, İkinci Dünya Savaşı sonrası babası savaşta ölen evleri anlatıyor. Özellikle Martin ve Heinrich adlı on yaşlarındaki iki çocuğun gözünden. Baba diye bildikleri kişinin fotoğrafı duvarda asılı durur. Kendilerinden sadece birkaç yaş büyüktür. Mutlu mudur mutsuz mu? belli değildir ifadelerinden. Anneleri (biri zengin diğeri değil) farklı kişiliklerde ve farklı yollarla ayakta durmaya çalışan kadınlardır. Heinrich'in ve daha birçoklarının annesi savaş sonrası bağlanan dul aylığından olmamak ama aynı zamanda bir erkeğin desteğini de hissetmek için bazı sevgililerle "amcalarla" yaşarlar bazen. Çocukların bu duruma bakışı, ahlak ve ahlaksızlık kavramları onların gözünden çok güzel verilmiş. Bir de Albert Amca vardır ki o diğer"amca"lar gibi değildir. Martin'in annesi ile evlenmek isteyen ama annesinin istemediği bu amca koruyucu ve kollayıcıdır.
Romanda pek çok mizah öğesi var, pek çok dram da var. Bunları öyle güzel harmanlamış ki Böll anlatmakla ifade edemem sanırım.
...Resim öylesine net çekilmişti ki, babasının hırkasındaki düğmelerin kabartma desenleri seçilebiliyordu. Bunlar çiçek desenleriydi. Babasının küçük, koyu renk gözleri, sanki orada, vitrin ile çay mamasının arasında loş köşede etiyle kemiğiyle gerçekten duruyormuş gibi bakıyordu ve Martin, babasının bu resimde neşeli mi yoksa hüzünlü mü olduğunu hiçbir zaman anlayamamıştı. Babası çok genç görünüyordu. Neredeyse lisedeki çocuklar kadar gençti. Ama görünüşünün bir babaya benzer yanı yoktu...syf.97
Romanda sık sık hemen her öğünde kahve demliklerinde kahve pişiriliyor ve de tereyağlı ekmekler yeniyordu..
ilk 70-80 sayfa biraz karışıktı. Kim kimdir? pek net değildi. Heinrich ve annesi ağırlıklıydı sonra birden Martin ve annesi ile Albert'e kaydı konu. Sona doğru ikisi birden verildi. Belirli bir kurgu ve olay örgüsü yok ama genel durum çok etkileyici verilmiş. Savaşa bir de bu açıdan bakın denmek istenmiş.
Çeviri Ahmet Cemal'in .Çok iyi olduğunu söylememe gerek yok heralde. Kitabın kapak resmi de Heinrich'in annesi ve kızkardeşi ile kaldığı odaya benziyor..
2 yorum:
kitap tanıtımı ilgimi çekti, not aldım okumak isterim.Paylaşım için teşekkürler keyifli okumalar.
itina ile notumuzu alıyoruz ve böll okuyoruz en yakın zamanda o haldde:)
Yorum Gönder