Bundan on sene önce okuduğum bu kitabı sadece altını çizdiğim yerleri okumak için elime aldığımda bırakamadım ve iki gecede tüm kitabı yeniden okudum. Hem altını çizdiğim yer çoktu hem de 345 sayfalık kitabın yarısı zaten fotoğrafla doluydu. Okuması zor olmadı yani.
Orhan Pamuk'un 11 yıl önce yazdığı, çocukluk ve gençlik yıllarını İstanbul ile harmanlayarak anlattığı bu kitapta bol bol Ara Güler, Selahattin Giz ve Hilmi Şahenk'in nefis İstanbul fotoğrafları ile Melling'in İstanbul gravürleri var. İstanbul'a en çok hüzün duygusunu yakıştıran Pamuk benim çok sevdiğim Ahmet Hamdi Tanpınar'ın İstanbul gezilerinden de bahseder sık sık.
Reşad Ekrem Koçu'nun İstanbul hakkında garip hikayeleri, Gautier'in melankolik kenar mahalle yürüyüşleri,Batılı yazar ve gezginlerin İstanbul izlenimleri kitabın en hoşlandığım yerleriydi.
Orhan Pamuk bu kitabı anı, aile tarihi, gezi-gözlem,küçük hikaye ve deneme tarzlarında harmanlayıp yazmış bence.
İstanbul hakkında ne bulsam alır okurum. O yüzden bu kitap benim için çok değerli.
"Benim çocukluğumda, günün yeni zenginleri, yavaş yavaş palazlanmaya başlayan İstanbullu burjuvalar için Boğaz yalıları çekici yerler değildi hiç. Eski Boğaz yalıları, poyraza ve kış soğuğuna karşı korunaklı da değildiler ve ısıtmaları bile zor ve masraflıydı. Cumhuriyey döneminin yeni zenginleri Osmanlı paşaları kadar güçlü olmadıkları için ve Taksim çevresindeki semtlerde, uzaktan Boğaz’a bakan apartman katlarında otururlarsa kendilerini daha Batılılaşmış hissedecekleri için Boğaz yalılarını iktidardan uzaklaşmış Osmanlı ailelerinden, fakir düşmüş paşa çocuklarından, A.Ş Hisar gibilerinin akrabalarından satın almadılar. Böylece şehrin hızla büyüdüğü 1970’lere kadar, Boğaz’ın büyük ahşap konaklarının ve yalılarının çoğu, içlerindeki deli saraylılar, birbirilerini mal, mülk paylaşımı yüzünden dava eden paşa torunlarıyla birlikte, kimi zaman kat kat, hatta oda oda bölünüp kiraya verilerek, bakımsızlıktan çürüyerek, boyaları dökülüp ahşapları soğuk ve nemden karararak ve yerlerine bir apartman yapılma umuduyla sinsice yıkılarak benim çocukluğumda yok olup gittiler..." syf.64
YKY Yayınları, 2003
Orhan Pamuk'un 11 yıl önce yazdığı, çocukluk ve gençlik yıllarını İstanbul ile harmanlayarak anlattığı bu kitapta bol bol Ara Güler, Selahattin Giz ve Hilmi Şahenk'in nefis İstanbul fotoğrafları ile Melling'in İstanbul gravürleri var. İstanbul'a en çok hüzün duygusunu yakıştıran Pamuk benim çok sevdiğim Ahmet Hamdi Tanpınar'ın İstanbul gezilerinden de bahseder sık sık.
Reşad Ekrem Koçu'nun İstanbul hakkında garip hikayeleri, Gautier'in melankolik kenar mahalle yürüyüşleri,Batılı yazar ve gezginlerin İstanbul izlenimleri kitabın en hoşlandığım yerleriydi.
Orhan Pamuk bu kitabı anı, aile tarihi, gezi-gözlem,küçük hikaye ve deneme tarzlarında harmanlayıp yazmış bence.
İstanbul hakkında ne bulsam alır okurum. O yüzden bu kitap benim için çok değerli.
"Benim çocukluğumda, günün yeni zenginleri, yavaş yavaş palazlanmaya başlayan İstanbullu burjuvalar için Boğaz yalıları çekici yerler değildi hiç. Eski Boğaz yalıları, poyraza ve kış soğuğuna karşı korunaklı da değildiler ve ısıtmaları bile zor ve masraflıydı. Cumhuriyey döneminin yeni zenginleri Osmanlı paşaları kadar güçlü olmadıkları için ve Taksim çevresindeki semtlerde, uzaktan Boğaz’a bakan apartman katlarında otururlarsa kendilerini daha Batılılaşmış hissedecekleri için Boğaz yalılarını iktidardan uzaklaşmış Osmanlı ailelerinden, fakir düşmüş paşa çocuklarından, A.Ş Hisar gibilerinin akrabalarından satın almadılar. Böylece şehrin hızla büyüdüğü 1970’lere kadar, Boğaz’ın büyük ahşap konaklarının ve yalılarının çoğu, içlerindeki deli saraylılar, birbirilerini mal, mülk paylaşımı yüzünden dava eden paşa torunlarıyla birlikte, kimi zaman kat kat, hatta oda oda bölünüp kiraya verilerek, bakımsızlıktan çürüyerek, boyaları dökülüp ahşapları soğuk ve nemden karararak ve yerlerine bir apartman yapılma umuduyla sinsice yıkılarak benim çocukluğumda yok olup gittiler..." syf.64
YKY Yayınları, 2003
3 yorum:
çok güzel değil mi yanlatımı. ben de büyük bir keyifle okumuştum. bir de her okuma da farklı şeyler buluyor insan..
çok güzel değil mi yanlatımı. ben de büyük bir keyifle okumuştum. bir de her okuma da farklı şeyler buluyor insan..
Orhan Pamuk'ın iki kitabını okudum: Beyaz Kale ve Cevdet Bey ve Oğulları. Her ikisini de çok sevdim. Öyle güzel yazmışsın ki Meldacığım listeme hemen bu kitabını da ekledim.
Yorum Gönder