Pazartesi, Eylül 29, 2014

Ayfer Tunç, Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Kısa Tarihi

Eveet uzun zamandır ilk defa bir kitabı yarıda bıraktım. Bu Ayfer Tunç'un tarzını, dilini sevmediğimden değil kesinlikle. Hatta başka bir kitabını alıp okumayı planlıyorum. Ama bu romanı kardeşimden almadan önce seveninin çok olduğu kadar sevmeyeninin de çok olduğunu duymuştum. Mesela kuzenim beğenmemişti. Böyle kitapları okurken tereddüt ederim ama ön yargılı yaklaşmamaya çalışırım.

Kitapta birbirine bağlantılı olduğunu sonradan anladığım 306 karakter var. Sürekli kişiden kişiye geçiyor. Kişiler arasında bağlantı kurarak hatta yüz sayfa sonra yeniden önceki kişiye dönerek anlatıyor. Hepsinin de kendine has küçük hayatlarını harika psikolojik tahlillerle veriyor. Üzerinde çok çalışılmış bir kitap olduğu belli. Buraya kadar bir sıkıntı yok. Ama konu derinleşmiyor. Belki yarıyı geçtikten sonra. Ama beş yüz sayfalık kitap beni boğmaya başladı. Kişiden kişiye geçmek, aslında çok da önemli olmayan olaylar yığını arasında sıkışmak sıktı beni. Zaten okumaya akşamları kızımı uyuturken 15-20 dk zaman buluyorum. Sonrasında ben uyurken yine 10-15 dakika yani toplamda yarım saati geçmiyor günlük kitap okuma rutinim(genelde). Bir yere giderken yolda kitap okumaya bayılıyorum ve kitaplarımın çoğunu da böyle okudum diyebilirim. Bir de bazı kitapları o zamanki ruh halim de kaldırmıyor.Belki bir sene sonra okusam çok beğenecektim bilemiyorum. Belki başka bir kitabından başlamalıydım... Neyse uzun lafın kısası okurken dikkatim sürekli dağıldı ve bıraktım. Bir kitabı yarıda bırakmanın saygısızlık olmadığını düşünenlerdenim. Neden kendime eziyet edeyim? Neden boşa zaman kaybedeyim?
Şimdi roman okumaya biraz ara vereceğim (eğer kendimi tutabilirsem). Burada kitap ile ilgili paylaşımlarımı kısa bir süre göremeyeceksiniz. Senelerdir iki gün üst üste kitap okumadığım hiç olmamıştı. (kızımın doğumundan sonraki ilk 8 ay hariç, çünkü çok zor bir dönemdi) Bu aranın nedeni ise evde kendi kendime İngilizce çalışacak olmam. Bir süre buna adapte olmak istiyorum. İçinde 99 dersin yüklü olduğu hediye küçük bir tablet, 3 CD, bir kitapçıktan oluşan İngilizce setini iki ay önce almıştım. Tam hevesle başladım 11.derste orta kulak iltihabı oldum ve bir hafta ara verdim. Düzenli olarak tekrar başlarım dedim. İşte o gün geldi. Dersler yarım saat ve her gün çalışmak gerekiyor. Ben derste öğrendiklerimi sonradan not aldığımdan benim dersim 45 dk kadar sürüyor. Gün içinde fırsat bulabileceğim her dakikayı bu işe ayıracağımdan kızımı uyuturken de basit İngilizce hikaye kitapları çevirmeye çalışıcam.
Bu arada da kitap listemi kontrol edip roman siparişimi vereceğim tabi. Onlar yanımda dursun yoksa rahat edemem.

3 yorum:

Esen Can dedi ki...

Ayfer Tunç'un bu kitabını çok severek okumuştum. Çok hoşuma gitmişti ama Başucumda Müzik kitabını çok sevmeme rağmen Kürşat Başar'ın Yaz isimli kitabı bende senin anlattığın etkiyi bıraktı, 200 sayfayı geçmeme rağmen bırakmaya karar verdim, çünkü daraldım, bunaldım ilerlemeyen aşklarından dolayı...
Ben de hiç tereddüt etmem kitapları yarım bırakırken, "Sıktıysa bırak, başka bir sürü kitap var okuyacak" derim kendi kendime ;)
Kolay gelsin İngilizce derslerin Meldacım :)

Derdest fikirler dedi ki...

http://derdestfikirler.blogspot.com.tr/search/label/Kitap

melda dedi ki...

sagol Esencim, bence de birakmak gerek. Her kitap herkese hitap etmeyebilir.
Fatoscum okudum senin kitap hakkindaki fikirlerini, sen bitirebilmissin en azindan.:-)