Bu romanı Zeynepciğim bir kaç yıldır söylüyordu bana. Nihayet aldım ve okudum. Çok beğendim ve çok etkilendim. Şiirsel tasvirler ve kara mizahın bolca kullanıldığı roman geçmişle günümüz arasında gidip geliyor. Romanın konusunu ve "kim kimdir"i anladıktan sonra çok akıcı gidiyor. Kitabın yarıdan sonrasını yüreğiniz burkularak okuyorsunuz. Konusundan çok az bahsedeceğim, büyüsü kaçmasın. Küçük Şeylerin Tanrısı, 1960'ların Hindistan'ında geçiyor. Zengin Hindu ailenin kızıyla toplumun en alt kesiminden bir işçinin yasak aşkının çarpıcı öyküsü. Genç kadının ayrıldığı kocasından olan biri kız biri erkek çift yumurta ikizleri Rahel ve Estha, öykünün tanıkları; romandaki nerdeyse tüm olaylar onların çevresinde olup bitiyor ve kızın gözünden anlatılıyor. Geriye dönüşlerle örülen roman, ürkünç bir sonla noktalanıyor.
Arundhati Roy'un ilk ve tek romanı 'Küçük Şeylerin Tanrısı' yayımlandığı dönem çok ses getirmiş ve 1997 yılında Booker Ödülü'ne değer görülmüş. Duyurmak ne söz, tam otuz üç dile çevrilen bu soluk kesici ilk roman eleştirmenlerden büyük övgüler almış, beş milyondan fazla satmış, gazeteler ve televizyon kanalları Roy'la söyleşi yapabilmek için kuyruğa girmişler. Booker Ödülü'nün seçici kurul başkanı Profesör Gillian Beer, kitabın ödüle değer bulunmasını şöyle açıklamıştı: "Roy, olağanüstü bir dilsel yaratıcılıkla Güney Hindistan'ın tarihini bir kız çocuğunun gözünden gözler önüne seriyor. Küçük Şeylerin Tanrısı'nda anlatılan öykü, yerel olmakla kalmıyor, tüm insanlık için temel bir nitelik kazanıyor. Küçük Şeylerin Tanrısı, aşk ve ölümle ilgili bir roman, ama öyküsünü benzersiz bir durulukla anlatıyor..."
Arundhati Roy ; 1961'de Hindistan'ın güneyindeki Kerala eyaletinde doğdu. Annesi Süryani, babası Bengalli bir Hinduydu. Annesinin kurduğu özel bir okulda eğitim gördü. On altı yaşında gittiği Yeni Delhi'de bohem bir yaşam sürdü, teneke damlı bir kulübede yaşadı, geçimini boş şişeleri satarak sağladı. Daha sonra Delhi Mimarlık Okulu'na girdi ve orada ilk kocası mimar Gerard Da Cunha ile tanıştı. 1984'te ikinci kocası sinema yönetmeni Pradeep Kishen'le tanıştıktan sonra bazı filmlerde oynadı ve senaryolar yazdı. 1992'de yazmaya başladığı Küçük Şeylerin Tanrısı adlı romanını 1996'da tamamladı. Daha sonra, Hindistan'daki nükleer silâh denemelerine tepki olarak Düşgücünün Sonu adlı kitabını kaleme aldı. Hindistan hükümetinin hidroelektrik santralı projelerini şiddetle eleştiren yazıları Yaşamanın Bedeli adlı kitabında topladı. O günlerden bu yana küreselleşme, savaş ve sömürü karşıtı eylemlere önderlik ediyor. 2004'te. Son olarak, İstanbul'da toplanan Irak Dünya Mahkemesi'nin Vicdan Jürisi Başkanlığını üstlendi.
İngilizce aslından çeviren İlknur Özdemir, Yapı Kredi Yayınları, 10.baskı,2011.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder