Cumartesi, Ağustos 31, 2013

Taş boyama-1




Çok zevkli bir uğraş daha. Bildiğiniz taş ve bildiğiniz boya. Su bazlı herhangi bir boya. İsterseniz doğrudan taşın üstüne desen çizip boyayın isterseniz altına bir kat astar boya sürün öyle yapın fark etmez. Evin değişik köşeleri için harika süslemeler.. Yazın açıkhavada uçan masa örtüleri için ağırlık..
Bu taşlar taaaa Çıralı'dan geldi üstelik :-)
Ayrıca taşın üstüne hiç boya sürmeden sadece siyah ince uçlu keçeli kalemle de harika desenler yapabilirsiniz..
Biraz hayalgücü ve emek hepsi bu..

keçe pano
















Bu keçe panoyu yapmak çok zevkliydi. Kızımın odası için yaptım ama bu deseni ve renkleri başka şeyler için de kullanmayı düşünüyorum.
Eminönü'nden aldığım ince keçeleri (ki aradığım iki üç renk yoktu)kumlu keten denilen beyaz kumaşın üzerine diktim. Önce kurşun kalemle çizdim. Sonra mavi, yeşil ve kırmızı iplerle diktim.
Bu desen retro imiş, bu aralar retroya ilgim arttı. Retro ev dekorasyonunu da beğenirim, bununla ilgili bir post paylaşacağım sizlerle. Retro renkleri seviyorum. Yukarıdaki yapraklar biraz daha fıstık yeşili olsaydı orjinaline tıpa tıp benzeyecekti. Ama dediğim gibi bulamadım...

fırında kremalı patates

 

fırında patatesin dayanılmaz güzelliği..
Halka doğradığım patatesleri bir diş sarımsak ve bol tuzda çok az haşlayıp cam tepsiye dizdim.. Üzerine az tuz ve karabiber, çeyrek bardak süt ve bir küçük paket krema ekledim. 20 dk fırında pişirdikten sonra üzerine ince bir tabaka kaşar peyniri dizdim ve tekrar fırına verdim. Kızarınca çıkardım ve işte muhteşem görüntü...
(sarımsak kokusu kalmıyor, sadece patatesin lezzetini arttırıyor?

Çarşamba, Ağustos 28, 2013

Eminönü alış-veriş rehberi



Eminönü'nde, Mahmutpaşa, Tahtakale, Mısır Çarşısı bölgesinde hobi malzemeleri satan yerler arıyorsanız size yukarıdaki krokinin yarımcı olacağını düşünüyorum. Ben yıllarca fırsat buldukça buralarda gezerim her seferinde yeni birşeyler keşfediyorum..
Yukarıdaki krokide:
-Kırmızı hat Mısır Çarşısı'nın arka kapısından yukarı çıkarken hemen solda bulunan
Sabuncu Han'ın içinde ve girişinde bulunan dükkanlarda bol bol takı yapım malzemeleri ve bijuteri bulabilirsimiz. Sabuncu Han'da bulunan boyamaya hazır seramik ve ahşap eşylar,ahşap ve kumaş boyaları, fırçaları satan dükkanı da bir gezin derim..
-Sabuncu Han'dan çıkar çıkmaz yukarı 7-8 adım yürüyüp ilk sağa dönerseniz bu sokak ve sokağın sonundaki han boncukçuların, süsleme malzemelerinin bulunduğu sokaktır.
-Pembe hat, Marpuçcular hanı-iş merkezini gösteriyor. Burada da bol bol boncuk, pul, taş süsleme dükkanları var.
-Sarı hat boyunca yine züccaciye, kumaşçı (nevresimlik)toka, bijuteri vs mevcut.
-Mavi hat sizi Kürkçü Han'a götürür ki bu geniş avlulu hanın alt katında daha çok kına malzemelri, üst katında ise yüncüler ve iplikçiler vardır.
-Yeşil hat Hasırcılar Caddesidir. Bu cadde üzerinde ve ara sokaklarda  ne ararsanız var. Ama asıl pasta malzemeleri satan Fermo, Nüans, Besan ve Yüksel gibi dükkanlar var. Ayrıca yine bu caddede kuruyemiş ve şekerlemeciler, paketçiler, tül ve keçe satan birkaç dükkan bulabilirsiniz.

Pazar, Ağustos 25, 2013

tartölet kabı ve yeni bisküvi kalıbımız

Mini tartölet kalıplarını küçük muffin kalıbını ters çevirip öyle yaptım. Kalıbın içine koysam daha küçük olacaktı. Kurabiye kalıbı ile kestiğim hamurları tersten muffin kalıbına yapıştırıp elimle yanlardan bastırdım.


 Pişince kalıptan çıkarma derdim de yok. Hemen çıktılar. Şimdi bunlar tek lokmalık tartöletler olmaya hazır. Ama hemen yapmayacağım, acil durumlarda elimin altı da olsun diye derin dondurucuya gidiyorlar. Kullanacağım zaman içine bir pastacı kreması+biraz meyve veya karamel+çikolata+badem veya krema+jöle+meyve artık canım ne isterse..

Yapılışına gelince...Aslında yeni aldığım bisküvi ve yılbaşı kurabiyesi kalıbını denemekti amacım. Daha önce tarifini verdiğim tarçınlı kurabiye karışımından yaptım. Yarısını bu bisküvilerde kullandım, yarısına da bir yumurta  sarısı ve biraz un ekleyip yeniden yoğurdum ve yukardaki mini tartöletleri yaptım. Bir taşla iki kuş..


Pazartesi, Ağustos 19, 2013

En iyi kahve mekanları

Aslında bu başlık doğru olmadı. Kahve mi iyi yoksa kahve içeceğin mekan mı iyi ? .Nitekim bunun farklı şeyler olduğunu yaşayarak anladık, şöyle kii...Bir gazetede gördüğüm "kahvenin en iyi on adresi"yazısında okuduğum Kuruçeşme Aşşk Cafe'ye gittik ve test yapalım dedik :-))
Bana göre en iyi kahve diye iddia etmek yürek ister. Biraz da tecrübe..
Lisedeyken annemle babamın bazı yerlerde içtikleri çayı beğenmeyip eve gelince hemen kendilerinin çay demlemeleri üzerine kırk yılda bir çay içen ben "yani çay çaydır, bayatı, olmamışı, acısı mı olur"derdim. Yıllar sonra çay içe içe öyle olmadığını gördüm..
Bu en iyi kahveyi seçen kuruldakiler arada bir Türk kahvesi, latte, ya da granül kahve içen kişilerse onların "kahve"anlayışını sorgularım..
Neyse  Aşşk cafenin yeri zaten harika, servis de öyle ama en zahmetsiz ve bence kahvenin tadını en iyi anlayabileceğiniz, kahve tiryakilerinin genelde tercihi olan filtre kahve, kalın ve yayvan bir fincanda gelince önce kalakaldım, sonra lezzetinin iyi ama öyle "mükemmel, en iyi on arasında" vs.olamayacağını gördüm, sanırım oy verenler cafenin manzarasına vermişler.
Ayrıca fincan o kadar geniş olursa masaya gelinceye kadar soğur, seramik kalın olursa da içeceğinizi dudağınızla hissetmeniz zorlaşır...Le Pain'de de kocaman kase gibi bir seramikte geliyordu kahve ama ince ve derindi en azından.. neyse ben kendi listemi vereyim, bence filtre kahvesi en iyi olan İstanbul mekanları, yeni yerler denedikçe eklerim:
(Liste karışıktır)
-Karabatak cafenin julius meinl kahvesi
-Le Pain Quotidien'in filtresi
-Kronotrop Cihangir
-Cafe Brew Lab
-İkea'nın restoranının sınırsız içebildiğin makine kahvesi
-MOC İstanbul
-Gezi pastanesinin filtresi
***lavazza'nın filtre kahvesi ile illy marka kahve hoşuma gitmedi onu da ayrıca belirteyim. Hele İlly'nin kalın ve tutması imkansız kulpları facia kanımca.
sizin tavsiyeleriniz varsa paylaşınız.
* kahve deneme çalışmalarım devam ediyor, kayda değer birşey bulursam paylaşıcam

yoğurt yapmak

Herkese şiddetle tavsiye edeceğim bir şey bu. Eğer açık, pastörize ve homojenize edilmemiş süt alma imkanınız varsa mutlaka yoğurdunuzu kendiniz yapın..Tadı harika oluyor..Sağlığı da cabası.
















kaymak ise mükemmel...her hafta yoğurt mayaladığımda ertesi gün olsa da kaymağını yesek diye sabırsızlanıyoruz.  Kahvaltıda ekmeğin üstüne ve çay eşiliğinde...





Salı, Ağustos 13, 2013

yulaflı öğün

 

hızlıca karnınızı doyurmak ve besleyici birşey yemek isterseniz bunu deneyin:
-4 yemek kaşığı yulaf ezmesi
-3/4 bardak süt
-1elma (rendelenmiş)
-tarçın
-istenirse bir tatlı kaşığı bal ya da pekmez, ceviz, kuru üzüm vs..
Büyük bir cezvede süt,yulaf ve elmayı karıştırarak pişirin,biraz koyulaşması yeterli..ceviz, tarçın ve üzümü beraber pişirmeyin, yerken üstüne serpin..
Ben genelde evden çıkmak üzere karnım acıkmış ve yemek hazırlamaya vaktim yoksa, ya da gece acıkmalarında hızlıca yapıp yiyorum..
yulafın lif oranı çok yüksek olduğu için çok faydalı..





Pazar, Ağustos 04, 2013

Otomatik Portakal, Anthony Burgess

Bu aralar güzel kitaplar okuyup duruyorum, tanrım bu rüya hiç bitmesin..Okuyup da pişman olacağım bir kitap olmasın..

Film ya da roman sevip de Otomatik Portakal'ı duymayan yoktur sanırım..
Bu kitap daha önce alıp kitaplığımda beklettiklerimden biriydi...
Alex adlı bir gencin (hatta çocuğun, çünkü 14-15 yaşlarında olduğuna dair sözler var kitapta)çetesi ile sokaklarda hatta bazı evlerde terör estirdiği, soygun, tecavüz, adam dövme gibi suçları su içer gibi rahat işledikleri günlerle başlıyor roman, tabi Alex'in bir soygunda yakalanması ile çete dağılır ve kahramanımızın başına hükümet eliyle bazı işler gelir..Sonrasını söylemeyim ama satır aralarında durup düşünme hatta biraz dinlenme ihtiyacı hissettiren, güzel bir roman olduğunu söyleyebilirim..Özgürlük, suç, ahlak, toplumsal kurallar, baskı yönetimi sorgulanmıştır.
Kitapta bazı kelimeler o yıllardaki İngiliz argosu ile yazılmış:mesela sigara için kanser, meme için güğüm vb..
Bu arada ben kitabı annemlere götürmüş ve orda unutmuştum. Ama son on sayfasıydı ve ailem tatile gidecekti. Ben kitabın en heyecanlı yerini bitirebilmek için en iyi ihtimalle onların dönmesini bekleyecektim ama öyle olmadı kardeşim sayfaların resmini çekip bana e-posta attı ve hemen okuyup bitirdim :-) teknoloji güzel bişey...
Çeviri Aziz Üstel'e ait, sanki daha iyi olabilirdi ama yine de çok rahatsız etmiyor.
Bu kitap ile meşhur olan yazar Anthony Burgess'in ilginç bir hikayesi var:kendisi 42 yaşında ve ikinci evliliğini yaşarken doktoru ona beyin tümörü olduğunu ve bir yıldan az ömrü kaldığını söyler. İlginçtir, kendisini değil ilk karısının nasıl geçineceğini düşünerek onun geçimini sağlamak için roman yazmaya başlar. Bir yılda beş buçuk roman yazar ve teşhisin yanlış olduğunu öğrenir ama bu sayede yazarlığa başlamış olur.. 34 yıl daha yaşar.. Otomatik Portakal romanı Stanley Kubrick tarafından beyazperdeye aktarılır, çok eleştirilir.Gerekçe:suça özendirmektir..Burgess'de filmi pek beğenmemiştir ama neyapsın ki kült filmlerden biridir.
Yazar kitabı hakkında; Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum... demiştir.